Kürd terör örgütü PKK, kurulduğu 1978 yılından beri
binlerce saldırı yapmış, büyük çoğunluğu Kürd olmak üzere on binlerce sivili
katletmiş, büyük çoğunluğu Türk olmak üzere on bin civârında asker, polis,
öğretmen, imâm ve doktoru şehîd etmiştir. Son olarak ise 6-8 Eylül 2015 târihleri arasında 16 askerimizi şehîd etmiştir. Ayrıca Iğdır'da 13, Tunceli'de de 1 polisimiz şehîd edilmiştir.
Şimdiye kadar birçok şey söylendi ve yapıldı. Elbette yine
yapılacaktır, operasyonlara çıkılacak, terörist kampları imhâ edilecektir. Öldürülen
terörist sayısı, Türkiye’ye îlân edilecek ve gereğinin yapıldığı söylenecektir.
Peki, gerçekten gereği yapılabilir mi? Bu mümkün mü? Öncelikle gereğinin ne olduğunu bilmemiz ve madde madde yazmamız gerekiyor.
1.·
İlk olarak PKK’nın rahatlıkla eylem
yapabildiği, yol kesebildiği, yerel destek bulabildiği bölgeler, köy köy tesbît edilmeli ve bir harita çıkarılmalıdır.
2.·
Bu haritaya göre bu bölgelerde,
sıkıyönetime geçilmelidir.
3.·
Bir ülkenin sınırları içerisinde
yüzlerce kişilik silâhlı bir grup, o ülkenin askerî birliğine saldırabiliyorsa,
bu bir nevî işgâl hareketidir. Bu durum ise savaş koşuludur. Bu durumda o
bölgede, bu haritaya uygun olarak TBMM, geçici seferberlik îlân etmelidir.
4.·
Geçici seferberlik îlânı ile berâber bu
haritanın bulunduğu bütün bölgeler, “Seferberlik Bölge Komutanlığı” tarafından
yönetilmeli ve bu komutanlık, Malatya’daki 2. Ordu Komutanı’nın komutasında ve
yönetiminde olmalıdır.
5.·
İllerin vâlilik görevlerini askerî
garnizon komutanları üstlenmelidir.
6.·
Bu haritaya göre bu bölgedeki bütün
sivil devlet unsurları lağv edilmeli ve yerlerini askerî devlet unsurlarına
devretmelidir. Sağlık, eğitim ve güvenlik ile ilgili devlet işlerini de bu
unsurlar yönetmelidir.
7.·
Bu haritaya göre her dört ya da beş
köyün ortasında olacak şekilde, büyük, güvenlikli ve yatılı okullar (ilk ve
orta) inşâ edilmeli, köylerdeki bütün okullar kapatılmalıdır. Köylerde görev
yapan öğretmenlerin ve imâmların güvenliği sağlanmalı, güvenlik açısından sıkıntılı
bölgelerde görev yapanlar ise güvenli bölgelere çekilmelidir.
8.·
Bu harita kapsamında yer alan bütün
seçilmiş unsurlar (belediye ve muhtârlıklar) lağv edilmeli ve mensûb olduğu
siyâsî görüş ve harekete bakılmaksızın tamâmının görevine son verilmelidir.
9.·
Bütün ülke çapında terör örgütüne destek
veren ya da onun söylemini kullanan bütün siyâsî partiler ile dernek, sendika,
vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarının derhâl faâliyetlerine son verilmeli ve
bu yerlerin bütün mâl varlıkları, uygulama sonuna kadar dondurulmalıdır. Ayrıca
uygulama bölgesinde, bütün siyâsî faâliyetler, sona erdirilmelidir.
10.·
Bütün
köylere askerî yığınak yapıp, örgütün köyler ile ilişkisi kesilmelidir. Bu
askerî yığınak, köyün çevresi ile köyün okulunu câmisini koruyacak şekilde
olmalıdır. Ayrıca köylülerin elinde bulunan bütün ateşli silâhlara (av tüfekleri de dâhil), bedelsiz ve geri dönüşsüz, el konulmalıdır.
11.·
Bunlar yapıldıktan sonra askerî
operasyonlar başlamalıdır. Bu arada seferberlik bölgesinde, bir nevî İstiklâl
Mahkemeleri görünümünde olan olağan üstü mahkemeler kurulmalıdır ve i’dâm
cezâsı, yeniden yasallaştırılmalıdır. Ardından ise Türkiye’nin elinde bulunan,
PKK’nın bütün üst düzey yöneticileri, aynı ânda ve aynı yerde buna göre
cezâlandırılmalıdır. İ'dâm cezâlarının onaylanması, tamâmen "Seferberlik Bölge Komutanı"nın (2. Ordu Komutanı) yetkisinde olmalı. Onay, iptâl ya da TBMM'ye gönderme gibi seçenekleri olmalıdır.
·
12. Bunlar yapıldıktan sonra
bölgede tekrâr demokratik yaşam devâm ettirilmelidir. Birçok sosyal ve kültürel
hâk, bu kapsamda verilebilir. Bunların yapılmasından sonra verilirse, bu,
Türkiye Cûmhuriyeti'nin bölgeye karşı bir lütfu olacaktır.
Bu
yazılanları, bölgede bir yıl süreyle görev yapmış ve görebileceği her şeyi
görmüş olan bir kişinin düşünceleridir. Gerçekleştirilir ya da
gerçekleştirilmez, ancak ben, bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Bizim yapabileceğimiz
ise ne yazık ki, sâdece doğrularımızı savunmaktan ve ifâde etmekten ibâret...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder