Tonyukuk’a…
Yarın Erk amcanın ölümünün birinci yıldönümü… Yâni Erk
amcasız tam bir yıl geçmiş. Dile kolay… On üç yıl önce yüz yüze tanışmıştık. Bu
süreçte öğretmenim olmuş, fikirlerimin olgunlaşmasını sağlamış, Türk yazısını
öğretmiş, Türkçülüğün ne olduğunun bir örneği olmuştu.
Bununla birlikte Erk amca ile ilk temâsım, on yedi yıl
evvel tonyukuk.net sitesi üzerinden olmuştu. Mâlum internetin öneminden dolayı
amca, interneti öğrenmekle kalmamış, internet sitesi düzenlemeyi de öğrenmişti.
Tonyukuk.net sitesi üzerinden yazılar yazıyor, şi’rlerini yayınlıyordu ve hattâ
Türk yazısı, sanal ortama ilk defâ yine Erk amca ile taşınmıştı. Dolayısıyla herhâlde
internet üzerinden olsa da, Türk yazısını Erk amcadan öğrenen epey kişi vardır
diye düşünüyorum. Bu siteye hayran kalmıştım. Tabiî olarak o dönemde,
Türkçülüğü öğrenmek kolay değildi. Neredeyse, her gün Erk amcanın sitede yazdıklarını
okuyor, yeni bir yazı var mı diye bekliyordum. Bu yüzden de sitenin, yorum
bölümüne birkaç cümle ile duygularımı yazmıştım ve Erk amca da aynı gün, çok
güzel bir karşılık vermişti, sağ olsun.
Yıllar geçti, bu sefer Erk amca ile sürekli bir arada
bulunmaya başladık. Dernek yıllarında dernekte, evinde; sonraki yıllarda da sık
sık evinde ya da Atsız Hoca’nın kabrinde… Hep Türkçü gençlerden söz ediyor,
onlara sâhib çıkılması gerektiğini söylüyordu. Hattâ Kavgamız dergisinin ilk
çıktığı günlerde, onları bana emânet etmişti, amca. Elbette Atsız Hoca’nın
yetiştirdiği öğrencileri, bu konuda dikkatliydiler ama içlerinde en yakından
tanıdığım Erk amca olduğu için bu konuda birçok defâ tanık oldum.
Erk amca, yiğit adamdı. Çoğu kişi bilmez, aslında biz de
pek bilmezdik ya, Erkin ağabey, anlattığı için biliyoruz. Fethullahçı
hâinlerin, Ergenekon ve Balyoz ihânetini uyguladığı dönemlerde Erk amcanın adı,
Türkçü gençleri örgütleyen olarak geçiyordu. Hattâ bu konuda Fethullahçı
hâinlerin birkaç defâ Erk amcayı da tâciz ettiği, âilesi ile çocuklarıyla,
torunlarıyla tehdit ettiklerini ama yıkamadıklarını biliyoruz. Atsız Hoca’nın
öğrencisi olan biri için yetmiş yaşında da, seksen ve hattâ yüz yaşında da
olsan, cephedeki yirmi yaşındaki askerin yüreği olur. Hem Erk amcanın bir başka
yönü de, kendisine Erk adını bizzât Atatürk’ün vermiş olmasıdır. Atatürk’ün
güçlü olsun dediği, Atsız Hoca’nın yetiştirdiği ve Bilge Tonyukuk’un rûhunu bin
küsur yıl sonra taşıyan birini, Fethullahçı hâinler mi yıkabilirdi? Aslâ…
İşte, yarın Erk amcanın gidişinin birinci yılını
anacağız. Güzel konuşmaları aklıma gelecek, evliliğime olan şâhidliği aklıma
gelecek, konuşacağız. Birbirimizi duyacak mıyız, bilmiyorum? Pek sanmıyorum da.
Ama önemi de yok, zâten. Ben anlatacağım, o anlatacak. Görüntüsü de,
hatırladığım en sağlıklı hâli olacak. Sonra İçerenköy Mezârlığı’ndaki bir
rüzgârın, karganın ya da yoldan geçen bir otomobili sesi, konuşmamızı bölecek,
Erk amca gidecek, ben de gideceğim. Bir daha ki görüşmeye kadar…
Hoşça kal, Bilge Tonyukuk diyeceğim, hoşça kal…
KUTLU ALTAY KOCAOVA
2 Ocak 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder