Türkiye Komünist Fırkası
(Partisi) kurucusu Mustafâ Suphi ve yanındakilerin Trabzon’da öldürülmesi, hâlâ
tartışılan bir konudur. Bu olayın yönlendiricileri hakkında çeşitli iddiâlar
vardır. Ancak ben, herhangi bir iddiâda bulunmadan, sâdece 22 Ocak 1921
târihinde Mustafâ Kemâl Paşa’nın TBMM’nin gizli oturumunda Mustafâ Suphi ve
yanındakiler hakkında söylediklerine, hiçbir yorum yapmadan yer vereceğim…
Kutlu Altay KOCAOVA
T. B. M. M.
Gizli Celse Zabıtları
22 Kânunusâni 1337 (1921)
MUSTAFA KEMAL PAŞA
(Ankara) —
Efendiler; vaktiyle Baku’ya Mustafa Suphi riyâsetinde (başkanlığında) bir
heyetin memlekete gelmek isteğinde bulunduklarından, bunların bir komünist
fırkasına mensûbiyetlerinden bizi haberdar etmişlerdi. Bu Mustafa Suphi’nin ahlâkı hakkında mâlûmat sâhibi olan birçok
arkadaşlarımız var. Erzurûm ahâli-i muhteremesi (muhterem ahâlisi) bunu en
yakından tanıyanlardır. Hâlbuki Mustafâ Suphi, son zamanlarda memleketimize
gelmek üzere bulunuyordu. Bunlardan bir kısmını sâhil tarikiyle (yoluyla)
göndermişler, kendisi de Kars üzerinden gelmek istiyordu. Bunu haber alan
Erzurûmlular, böyle bir adamın memleket dâhiline girmesinden son derece
müteheyyic (heyecanlı) olmuşlar ve memlekete sokulmaması için teşebbüsatta
bulundular. Makâmat-ı resmiyyeye (resmî makâmlar) mürâcaat ettiler. Bu adam
memleketimize girerse parçalarız...
BİR MEBUS — Aynı isâbet olmuş Paşa Hazretleri.
MUSTAFA KEMAL PAŞA
(Devamla) — Bendenize
suret-i mahremânede (gizli olarak) mürâcaat etmiş idi ve diyordu ki ...
ahâlinin tezahürâtı karşısında mümkün değildir. Kendisi bilâhare (daha sonra)
hudûd hâricine (sınır dışına) çıkarılmak üzere mahfûzen hudûd haricine ...
Benim de mütalâamı (görüş) soruyordu... Geldiği zannolunan bir adamın memleket
dâhilinde serbest bırakılması ... Erzurumda tatbîki tasavvur olunan ... muvâfık
buldum ve kendilerine yazdım. Bu telgraf da ondan sonra geliyor.
(sayfa 326-327)
-----------------------------------------------------------------------------------
MUSTAFA KEMAL PAŞA
- ………. Rus
Bolşevik Hükümeti resmiyyesi, ricâl-i resmiyyesinin (resmî görevliler) bizim
olan, bizim resmî ricâlimizle olan temas ve münâsebetlerinde Rusya dâhilinde bu
milletin soysuz,
herhâlde sersem birtakım evlâdları oralarda da serseriliklerine devâm etmişlerdir. İşte bu
serseriler bir iş yapmak hülyâsına kapılarak zâhiren (açıkça)
memleketimize ve milletimize nâfî (yok edici) olmak için Türkiye Komünist
Fırkası diye bir fırka teşkîl etmişlerdir ve bu fırkayı teşkîl edenlerin başında
da Mustafa Suphi ve emsâli bulunmaktadır. Bunlar doğrudan doğruya bir hiss-i
vatanperverâne (vatansever his) ile ve bir hiss-i hakîki-i millî (millî hakîki
his) ile değil, benim kanâatımca belki
kendilerine para veren, kendilerini himâye eden ve bunlara ehemmiyet atfeden
Moskova'daki prensip sâhiplerine yaranmak için bir takım teşebbüsât-ı
serseriyânede bulunmuşlardır. Bunların yaptıkları teşebbüs, Rus Bolşevizmi’ni
muhtelif kanallardan memleket dâhiline sokmak olmuştur. Bu sûretle
memleketimize, milletimize hâriçten komünizm cereyânı sokulmaya başlanmıştır.
(sayfa 333)
-----------------------------------------------------------------------------------
MUSTAFA KEMAL PAŞA
- ……….
Kâzım Paşa hakkındaki diğer bir noktasına cevap vermek isterim. Mustafa
Suphi ile ilk temasta bulunduğu zaman yalnız muhâbere etmedim. Benim nezdime
âdem-i mahsus (özel kişi) göndermiştir. Hakîkaten Eskişehir'de bulunduğum
sırada Mustafa Suphi'nin ve daha bir adamın imzâsiyle bir vesikayı (belgeyi) ve
bir mektûbu hâmilen (taşıyarak) bir zat bana mülâki (görüşen) oldu. Mustafa
Suphi bana mürâcaat ediyor ve diyor ki; bizim hâriçte maksad-ı teşekkülümüz
(teşekkül maksadımız) dâhildeki maksad-ı millîmizi (millî maksadımızı) teshil
(kolaylaştırma) ve te’minden ibârettir. Binâen’aleyh (bunun üzerine) size nasıl
hizmet edebiliriz? Bu mektûbu getiren adam aynı zamanda bana mahrem olarak
diyor ki; heyet-i merkeziyyeye (merkezî heyet) dahilim. Bu adam, Lenin'in
yegâne adamıdır ve Lenin, Türkiye hakkında bir iş yapmadan evvel mutlakâ
Mustafa Suphi ile ... bu adamın etrafını sarmaktır. Lâkin aslı yoktur ... idâresiz ve milliyetsiz
bir adamdır. Ben
doğrudan doğruya Mustafa Suphi'nin mektûbuna cevâben yazdım ve onu
okuyabilirsiniz. Bu milletin, bu milletvekillerinden mürekkeb olan Meclîs’in
maksad, gâyesi, siyâseti kat’i olarak budur. Hiçbir vakitte merkezi hâriçte
bulunan bir teşkilâtla teşrik-i mesâi (ortak çalışma) edemeyiz. Biz kendi
kendimizi sevk ve idâreye çalışırız. Bu memlekette çalışmak isteyenler, hakîki
olarak çalışmak isteyenler, memleketin içinde bulunurlar ve memleketin hakîki
menâbi’ne (kaynaklarına), kitlelerine istinâd (dayanma) ederler. (sayfa 336)
Not: Bu toplantıdan beş
gün sonra Mustafâ Suphi ve arkadaşları, Trabzon açıklarında öldürülmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder